9 Mayıs 2012 Çarşamba

II.Wilhem Anlatıyor:
Fransız kralı ile görüştüm, aşağı buldum.
Japon imparatoru ile görüştüm, basit buldum.
İngiliz kralı ile görüştüm, kendi ayarımda buldum.

... Ne zaman ki , Osmanlı Sultanı Abdulhamid Han ile görüştüm;
Heybeti, zekası ve nezaketi karşısında beni bir titreme aldı.



MİMAR SİNAN DEHASI
Birkaç yıl önce Süleymaniye Cami’sinin yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalması üzerine en yetkin mimar ve mühendislerden oluşan bir ekip, camiinin bütün yükünü taşıyan kemerleri incelemeye aldı.

Kemerlerin içinde gizl...i bir bölme ekibin dikkatini çekti.

Bölmede, Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan Osmanlıca bir mektup vardı. Mektup’ta şöyle yazıyordu:

“Bu notu bulduğunuza göre kemerlerden birinin kilit taşı aşındı ve nasıl değiştirileceğini bilmiyorsunuz.”

Koca Sinan kademe kademe kilit taşının nasıl değiştirileceğini anlatıyordu. Heyet, Sinan’ın söylediklerini aynen uyguladı. Süleymaniye Camii böylelikle kurtarıldı. Bu not şimdi Topkapı Sarayı’nda saklanıyor.

Asırlar önceki bu incelik ve feraset, umarız günümüz mimarlarına ve müteahhitlerine örnek olur da, depremlerde bunca kayba neden olunmaz.


Fatih Sultan Mehmet Han bir gün kıyafet değiştirerek Edirne de çarşıya çıkar. Fiyatları denetlemek için bir dükkana girer:

- Yarım batman yağ ver, Bal da var mı?

+ Var ama sen onu karşı bakkaldan al

...
- Sen niçin vermiyorsun

+ Hep ben kazanırsam olmaz, ben bugünkü yiyeceğimi kazandım

Fatih Sultan Mehmet Han karşıdan da balı alır. Aynı bakkaldan tuz, sabun ister. Bu bakkal da ilk bakkal gibi davranır diğer dükkandan almasını söyler. Fatih Sultan Mehmet Han bu olayı görünce şöyle der:

- Birbirine bu derece bağlı birbirini düşünen bu millet oldukça ben İstanbul'u değil dünyayı fethederim...


2 yorum: